YÜRÜYEN BÜR ŞÜÜRDÜ O
Maveranİn 18. sayİsİnda Cahit AÛabey'in o malum ve meßhur,
yumußak ve ßefkatli eleßtiri fİrçasİndan nasibimi alİyorum. Bu ilk
ve son oluyor. Cahit aÛabey ßiirin tümüyle kendi janrİ içinde
tutarlİ olduÛunu belirtiyor, bir kaç beytini (kİsa beyitler halinde
yazİlmİß ölçülü ve kafiyeli bir ßiirdi) alarak onlarİ güzel
bulduÛunu, ancak ßiirde bazİ ßeylerin anlaßİlmasİnİ okuyucuya
bİrakmamİ, ayrİca açİklamaya girißmememi öÛütlüyodu. Şiirde ilk
ciddi dersimi ondan alİyordum. Ne mutlu bana.
.......................................
Akabeye ilk gidißim. Cahit AÛabey'i bekliyorum. Ortalİk gayet
sakin. O güne kadar Mavera'da epeyce ßiirim yayİnlanmİß. Onun
için acaba Cahit AÛabey bana neler söyleyecek diye merak
ediyorum.Heyecanlİyİm. Birden sessizlik bozuluyor. Herkesde bir
kİpİrdanma, bir hareket. Cahit aÛabey geldi diyorlar. Zayİf, uzunca
boylu, esmer bir adam odalara girip çİkİyor, ordakileri uyandİrİp
ayaÛa kaldİrİyor. Akabe canlanİyor. Önce kendimi tanİtmİyorum.
Nerden geldiÛimi falan soruyor, nerede okuduÛumu, neler
yaptİÛİmİ. Cahit AÛabey büyük masada, hemen önünde Rasim
Bey. Üniversite imtihanlarİna girdiÛimi ve Hukuk Fakültesi'ni
tercih ettiÛimi söyleyince, 'Hukuk'a girip de ne yapacaksİn, bak
Rasim Abi de hukuku bitirmiß, ne olmuß yani' diye bir espri
patlatİyor. Hepimiz gülüyoruz. Üsmimi sorunca kendimi utana
sİkİla tanİtİyorum. Çok kİzİyor. 'ßimdiye kadar niye
söylemiyorsun kardeßi .......................................
O zamanlar Akabe'nin Renault taksisi vardİ. Öyle sanİyorum ki
bu taksiyi en çok Cahit AÛabey kullanİyordu ve en çok da onun
ißine yarİyordu. Birgün akßama doÛru Akabe'den çİkİyoruz. Cahit
AÛabey  akßama bize gideceÛiz, yemeÛi bizde yeriz' diyor. Ütiraz
edemiyorum. Daha doÛrusu içten içe çok seviniyorum. Bu benim
için bulunmaz bir fİrsat diye düßünüyorum. Cahit AÛabey'in evine
gitmek büyük bir olay bana göre. Taksiye biniyor ve yola
çİkİyoruz. Yolda Cahit AÛabey'e birsürü ßey soruyorum.
TRT'deki görevinden bahsediyor epeyce.
_devam...>>>